Nerden Çıktı Bu Rakılı Çikolata?

Nerden Çıktı Bu Rakılı Çikolata?



En çok sorulan soruya cevaben, hayır yanında kavun peynir yok; ancak içinde üzüm ve badem var. 

Rakı sofrasında en sevdiğim ikililerdendir üzüm ve badem.

Rakılı Çikolata, o sofraya bir gönderme veya teşekkür de denebilir. 2011 yılına uzanan hikayesi şöyle:


Henüz sadece Facebook'un olduğu, akıllı telefonların bulunmadığı bir zamanda, (evet öyle bir zaman vardı) uluslararası bir yarışmada Türkiye'yi temsil etmek için özgün bir çikolata yapmam gerekiyordu. Yarışmanın teması "kakao çekirdeğinin doğuşu" idi ve ben bu konuda sadece bana yarışma komitesi tarafından yazılı olarak gönderilmiş bir efsaneyi okumuştum.

O efsaneye göre, kakao tanrısı Quetzalcoatl, insanlığa bu değerli hazineyi yayması için Aztek'li bir prensi görevlendirir. Göklerden süzülerek inen bu yılan şeklindeki tanrı, beraberinde getirdiği kakao çekirdeklerini prense teslim eder ve geldiği yere geri döner. Efsane bu kadardı.

Henüz Google'ın da çok hakim olmadığı bir konu olmalıydı çünkü devamında ne olduğuna dair hiçbir bilgiye ulaşamamıştım. Fakat okuduğum bir kitapta şu dikkatimi çekti: Aynı zamanda savaşçı olan Aztek Prensi, ve genel olarak Aztekler, Incalar, savaşa giderken kendilerine güç versin diye bu kakao çekirdeklerini öğütür, içine sıcak su ekler ve güçlerine güç katsın diye içine ayrıca anason koyarlarmış. (Hatta bu alışkanlık bugünkü Meksika bölgesinde de sıcak çikolatanın içine eklenen anason, biber ve türlü baharatlarla devam ediyormuş.)

Efsanenin -benim yazdığım- devamında çok şeyler oldu. Araya bir prenses girdi, savaş çıktı, çekirdekler saklandı vb. Bu başka bir yazının konusu.

Fakat anasondan yola çıkarak ve onun verdiği güçten, bir çikolata yapmak ve içinde -bize anason dendiğinde aklımıza gelen ilk şey olan- rakı kullanmak istedim. En azından denemek...



Şunu düşündüm: Azteklere güç veren anason, bize de aynısını yapıyordu. Onların yaşadıkları zaman yüzlerce yıl öncesinde ve yer binlerce kilometre uzakta olmasına rağmen, bizim yaşadığımız coğrafyada ve zamanda da ortak bir güçten bahsediyorduk. Bizimkinin biraz daha farklı bir anlamı vardı. 

Rakılı Çikolata'da işte bu benzerlikten yola çıkarak, bu farklılığı da anlatmak istedim.

İçine anason giren rakı, rakı sofrasının etrafında bulunan bizlere şöyle bir güç katıyordu:


Çikolatanın içi bir rakı sofrası,

İkisi de duble, eşlikleri üzüm ve badem.

Renk rakıya gönderme, parlaklık muhabbete,

Tat aynı ama her biri farklı desende,

Çünkü o masada biz,

Beyazız bazen,

Bazen de siyahız.

Grimiz bol bu rakı sofrasında,

Ve ortaya karışık duygularımız.

Mesela;

Kiminin suyu yok, rakısı sek; birinin buzu bol, rakısı tek,

Diğerinde mutluluk duble, hüzün az,

Bazen de bol kahkaha, yanında hicaz.

Rakılı Çikolata, içinden biz fışkıran bir tat,

Eşlikçisi muhabbet, çikolatası bitter ve beyaz.


Rakının bize verdiği güç, paylaşmanın, dertleşmenin ve ne olursa olsun en sonunda beraberce kadeh tokuşturabilmenin gücüydü.

Bu son derece kültürel değeri yarışmada anlatmaya çalıştım. Ne mutlu ki sonunda bu çikolata "en iyi çikolata" ödülü kazandı.

İyi ki varsın rakı!


Aşağıda fotoğrafını gördüğünüz, rakıya özel çalma listesi "Ortaya Karışık Duygular"a buradan ulaşabilirsiniz. Bu liste hepimizin rakı sofrası istek parçalarından oluştu.  



Şerefe!

Gamze Baş 

 



Yorum Yaz